Deri kanserini teşhis etmek için potansiyel olarak kanserli tümörlerin biyopsileri gereklidir. Cilt kanseri çeşitli yöntemlerle teşhis edilebilir.
Daha sıklıkla, mikroskop altında daha fazla inceleme için tümörlerin bir kısmının bir neşter ile kesildiği bir cerrahi teknik kullanılır.
Çoğu zaman bu hastalık tespit edilir ve daha yayılmadan tedavi süreci başlar.
Küçük bir tümör oluşmuşsa, ameliyatla eksize edilir veya elektrik akımı ile çıkarılır.
Küçük bir tümör oluştuğunda, belirli krem türlerinin de etkisi olabilir, ancak büyük bir tümör oluştuğunda tek bir çıkış yolu vardır - cerrahi olarak çıkarma.
Tümörler cildin ötesine yayılmaya başlarsa, yalnızca ameliyatla çıkarılırlar. Bu tür hastaların tedavisi aşağıdakilerin yardımıyla gerçekleştirilir:
- radyasyon tedavisi;
- kemoterapi;
- immünoterapi;
- ilerlemiş kanser, interferon ve retinoik asit kombinasyonu ile iyi tedavi edilir.
Ayrıca retinoik asidin insan vücudu üzerinde özel bir etkisi vardır ve hastalarda kanserin tekrarlamasını engeller.
Tümör daha karmaşık bir yapıya sahipse, cerrahi olarak çıkarmaya değer ve iç bezlere ve organlara yayılmaya başlamadan önce bunu yapmak daha iyidir.
Bu durumda cerrah, tümörü çevreleyen sağlıklı dokudan oluşan güvenlik şeridi ile birlikte tümörü keser..
Gelişmiş cilt kanseri, kemoterapi veya radyasyon tedavisi ile tamamen tedavi edilemez. Ancak yine de bu iki tedavi yöntemi hastalığın seyrini yavaşlatır ve ağrıyı dindirir. Oldukça sık, doktorlar kemoterapiyi tercih eder.
Buna karşılık, immünoterapi, vücudun bağışıklık sistemini özel olarak hedefleyerek kanser hücrelerini yok etmeyi amaçlayan nispeten yeni bir kanser tedavisi türüdür.
Bu hastalığa yakalanan kişiler tekrar hastalanma riski altındadır. Bu nedenle yılda en az bir kez bir doktor tarafından muayene edilmeleri gerekir.
Araştırmaya göre, hastalığı teşhis ettikten sonraki ilk 2 yıl içinde cilt kanseri olan kişilerin yaklaşık %20'sinin tekrar hastalanma riski yüksek.
